İki günlük bu gezide soluksuz bitirdiğim kitabım.Anne babaların mutlaka okuması gereken bir kitap özellikle...
Prof.Emre Kongar ,bu kitabında bilgi birikiminden ve ailesiyle kızlarıyla olan yaşamında ki deneyimlerinden yola çıkarak ,kızlarına 2 yıl içerisinde yazdığı mektuplarıyla bütün gençlere bütün anne babalara veya anne baba adaylarına müthiş satır başları aktarıyor...
Birkaç kısa alıntı yapmadan geçemeyeceğim sanırım...
''Bilmek , yapmak için yeterli değildir.Yaşamın keyfini çıkarmak,insanın kendi kendini eğiterek öğrenebileceği bir sanattır.''
''Bir kitabı okurken ,bir konseri izlerken (ben buna sanırım bir mekanı gezerkeni de eklerdim ) alınan keyfi reddetmiyorum ,ama sonradan o kitabı , o konseri anımsamanın daha uzun ve dolayısıyla daha büyük bir zevk verdiğini vurgulamak istiyorum...
''İnsanlar kendilerini ,dinledikleri değil , konuştukları kişilere daha yakın hissederler.''
-Ve sevgili kızlarım diye başlayarak ,bir nevi kitapta anlattıklarını da özetlercesine kızlarına hayatla ilgili öylesine güzel öğütleri maddeliyor ki ...Mutlaka okumalısınız...
Ve artık Gezimize kaldığımız yerden devam edelim ...
Önce listemize bir göz atalım...
-Deyr-ül Zeferan Manastırı
-Dara Antik Kenti
-Mor Gabriel Manastırı MİDYAT
-Devlet Konuk Evi MİDYAT
Arabamıza atlıyor ve ilk durağımız olan Deyr-ül Zeferan Manastırı 'na doğru yola çıkıyoruz.Burası Mardin'e çok yakın 6 km. ...
Öncesinde ya da sonrasında soluklanmak için çay kahve içip ufak birşeyler atıştırabileceğiniz bir cafe bahçesi de var...
Girişte cüzi bir miktar olarak alınan giriş ücretlerini verdikten sonra gezmeye başlıyoruz...
Manastıra giden yoldayız...
Manastırı rehberler aracılığıyla geziyor ve oldukça fazla bilgiye sahip oluyorsunuz...
Bizim rehberimiz gencecik bir arkadaştı ve bizi dolu dolu bilgilendirdi...
Bölge de ki nüfüstan ,süryanilerden ve manastırlardaki çalışanlardan ve hayatlarından bahsetti ...
Moğol Hükümdarı Timur buraları ele geçirdiğinde tavanlarda ki altın ve gümüşten kaplamaları büyük ateşler yaktırıp erittiriyor ve yağmalıyor...
Gezi sonrası bahçesinde oturup görevlilerle sohbet etme fırsatınız da oluyor...
Zamanımız dar , hemen yola devam ediyoruz ve yeni rotamız Dara Antik Kenti...
20 km.lik bir yolumuz var.Dara'ya vardığımızda bizi yörenin küçük kızları karşılıyor.Buraları da onlar gezdiriyorlar...
Burası Dara Mezarlıkları Bölgesi.Hükümet Kadını filminde ve Sertap Erener'in klibinde mekan olarak kullanılmış...
Mezarlıkların çoğunun hikayesi var.Bilgili rehberlerimiz sayesinde birkaçını dinliyoruz ...
Bizim programımızda Dara 'da Kümbet ve Su Sarnıcı'nı da görmek vardı ama rehberlerimiz eskiden görülmesi gereken güzel yerler olduğunu şimdilerde çocukların mahfettiğini ve görülecek birşey kalmadığını söyleyip bizi halk arasında Zindan diye adlandırılan eski su deposunu görmeye götürdüler...
Resimde ki güzellik bizim minik rehberlerimizden biri ...
Şimdi de rotamızı Midyat'a çeviriyoruz.Midyat Mardin arası 66 km.Mor Gabriel Manastırı Midyat'ın 20 km. dışında yüksek bir tepeye kurulmuş.Biz Dara'dan ayrılıp hemen Manastıra doğru yol alıyoruz...
Ziyaret saatleri önemli...
Bunlar benim ilk kez gördüğüm fıstık ağaçları...
Fıstık ağaçlarından elde edilen fıstıklardan fıstık yağı yapıyorlar ve bunu hamamda göğüslerine sürerek ya da şurup gibi içerek öksürüğe çare bulduklarını anlatıyorlar...
Burası da bana hikayesi çok ilginç gelen caminin orada ki Güllüce Köyü ,halk arasında ki ismiyle ise Şeytan Köyü.Bölgeli bir zengin , sadece burada yaşayan ve şeytana tapan insanlara inat bir dönümlük bir arazi alıp buraya cami yaptırmış.Görünen cami o cami.Bölge de şeytana tapan ,tavus kuşlarını onları cennete taşıyacak hayvanlar olarak gören ve onlara özel olarak bakan hatta pazar günleri onlar için özel yemekler hazırlayan ve hizmet eden ,Çarşamba günleri satanist ayinler düzenleyen insanlar yaşıyormuş...
Biz manastıra doğru ilerlemeye devam ediyoruz...
Burası gerçekten çok büyük...
Şu an burada 60 kişi yaşıyormuş.
Bu da manastırın kibritlerden yapılmış olan ve 5 yılda tamamlanmış olan maketi...
Meryem Ana Kilisesi bölümü...
Mor Gabriel'in tablosu...
Törenlerde kullandıkları materyaller...
Vaftiz törenlerini yaptıkları bölüm...
Dileklerini dileyip dualarını ettikten sonra mum yakıp diktikleri bölüm...
Burası da önceden bu manastırda yaşamış , görev yapmış ve ölmüş din adamlarının taş mezarları.Toplam 15 mezar var ve 12.000 rahip gömülü olduğunu söylüyorlar.Oturur vaziyette en güzel kıyafetleri ve altınlarıyla gömülü olduklarını ,doğuya doğru gömüldüklerini bunun sebebinin saygıdan olduğunu anlattılar.İnanışlarına göre İsa Peygamber Dünya'nın sonu geldiğinde Doğu'dan tekrar dirilip gelecek ve onlar O'na saygıdan oturarak ve Doğu'ya doğru taşla kapatılarak gömülüyorlarmış...
Yukarı katta manastırda yaşayan görevlilerin odalarının olduğu bölümler var...
Ve bu da Mor Gabriel Manastırı'nda ki son kare...
Geçiyoruz Midyat 'a ve Devlet Konuk Evi'ne ...
Burası aynı zamanda Sıla Dizisinin çekildiği konak ...
Artık hem turistlerin gezmesi için hem de özel yemeklerde Devlet görevlileri için davetlerde kullanılıyor...
Son olarak yine ilgimi çok çeken bir hikaye.Damlarda ki mavi döşekler.Evet çoğumuz duymuşuzdur ,havalar çok sıcak olduğu için Mardin halkı damlarda bu döşeklerde yatıyorlar.Ama neden hepsi MAVİ ? :))
Mardin'de akrep çok fazla varmış ve inanışa göre akrepler mavi renge gelmezmiş.Halk da bu yattıkları döşekleri maviye boyuyor ya da giysilerinde maviyi tercih ediyor.Bu arada kısa ama önemli bir not , olur da akrep sokarsa bir domatesi ikiye bölüp sokan yere sıkın ve sürün dediler ...
Son olarak çarşıda ki TELKARİ TAKICILARINI geziyor ve dönüşe geçiyoruz...
Bu da benim ayrılmadan önce ki Mardin'e mektubum...
Bilgilendirici bir yazı, güzel fotoğraflar.
YanıtlaSilÇok teşekkürler Serhat Bey ... Serhat Özcan ...
SilI like your photos.
YanıtlaSilbeautiful mardin
from Argentina, met mardin by sila tv
I like your photos.
YanıtlaSilbeautiful mardin
from Argentina, met mardin by sila tv
Thank u very much ��❤️�� Mardin is very beautiful as you said
YanıtlaSil